MEMURLUK YILLARIM (ARABA VAR EHLİYET YOK)
12:16:31 2015-12-02

MEMURLUK YILLARIM (ARABA VAR EHLİYET YOK)
Taşlıhöyük köyüne tayinimin çıkması üzerine, Kozaklı müftülük mutemedi yolluğumu hazırlamış. O zamanlar maaş ve nakit alacakları mutemetlerden alırdık. O da bizim gibi memur ama onun işi Müftülüğün evrak ve diğer işlerini takiple uğraşırdı. O günkü şartlarda 100.000 (yüz bin) lira elimde para birikti. Bu benim için büyük bir para idi. Bu kadar parayı bir arada ilk defa görüyordum. Bu parayı nerede ve nasıl değerlendirsem diye düşünüyordum.
Kozaklı'nın içinde düşünceli bir şekilde dolaşırken merkez Camii Müezzini ile karşılaştım. Hal hatır sorduktan sonra, kendisini çok neşeli ve heyecanlı görünce merak ettim durumunu sordum; "Nevşehir'den geliyorum, bu gün ehliyet aldım da ondandır" dedi. Parayı değerlendirecek yeri bulmuştum. Benim de ehliyete acilen ihtiyacım vardı. Arabam var ama ehliyetim yoktu.
Nevşehir de ehliyet almanın zor olduğunu, rüşvet vermeden alınmadığını daha önce duyduğum için merakla müezzine nasıl aldığını sordum. Nevşehir emniyetinden dosya çıkardığını, yazılı imtihana girdiğini ve ilk girişte imtihanı kazandığını anlattı. Direksiyon imtihanına da Ali isminde bir Komserin (polis) girdiğini, komsere Kozaklı da Müezzin olduğumu söyleyince, "tamam hoca ehliyeti aldın dedi" deyince aynı gün yazılı ve direksiyon imtihanını kazanıp dönmenin sevincini yaşıyorum diye anlattı.
Ertesi gün izin aldım. Nevşehir'e geldim. Gerekli yerlere müracaat ederek ehliyete lazım olan evrakları hazırladım ve dosyayı emniyete verdim. On gün sonra yazılı imtihana gelmemi söylediler. Gün geldi. yazılıya girdim. Öğleden sonra saat bir gibi neticeyi öğrendik. Yazılı sınavı 93 puanla geçmişim. Direksiyona kendi arabam hacı Murat'la girdim. Direksiyonda görünürde bir hata yapmadığım gibi Komser Ali'ye (arabanın içinde ikimiz varız) Kozaklı da İmam olduğumu, memur olduğumu söylediğim halde Komser Ali "tekrar geleceksin" dedi. Kendi arabamla gelmem hata idi ama ben de başka arabayla direksiyonda hata yaparım korkusu vardı. Komser Ali araban varsa paranda var düşüncesi ile ehliyeti vermedi. Direksiyon imtihanını kazanmak yetmiyor üstede 50 lira vermek gerekiyordu. Ben 50 lirayı vermemekte inat ettim. Komser Ali de almadan vermemekte israr etti. Üçüncü girişimden sonra dördüncü hakkımı kullanmadım. Ehliyet hayalimi başka bir bahara erteleyerek dosyayı yaktırdım. Oradan eşimi ve çocukları almak üzere Kuyulu Tatlara geldim.
1985'li yıllarda Kuyulu Tatlar köyü, görev yaptığım köylere göre nüfus kalabalığı nedeni ile sosyal, siyasal ve dini açıdan çok hareketli bir toplumdu . İlkokul, orta okul, postane ve köyün tek Camisi faal olarak çalışıyordu. Büyüklerimizin anlattığına göre köy 1950'li yıllardan sonra iki yarı olmuş. CHP ve DP olarak. Yani İnönü ve Menderes'in kavgaları da toplumu germiş ve ayrışmalara neden olmuştur. Bu mevcut durum bizim köyde CHP'nin baskın çoğunluğu ile 1995 yılına kadar devam etti. Bu tarihten sonra dedeleri ve babaları CHP'yi temsil eden gençler, siyasi yelpazede sağcı ve muhafazakar bir görüşü benimsediler. Aynı zamanda bu fikrin siyasi kanadı olarak 2000'li yıllarda kurulan AKP'nin ve kurucu lideri Recep Tayyip Erdoğan'a bağlandılar ve ateşli savunucusu oldular.
Bu yıllarda Köyümüzde çeyrek asra yakın İmamlık yapan Mevlüt Karakelle'den de bahsetmeden olmaz. Mevlüt hoca bize komşu köy olan Doğala köyündendir. İstanbul İmam Hatip lisesinden sonra Boğaziçi Üniversitesini ekonomik nedenlerle terk ettiğini ilk geldiğinde bize söylemişti. Mevlüt hocadan önce bizim köye imam dayanmıyordu. Bunun en büyük nedeni siyasi atmoferdi. 1970'li ylların sonlarında "dinsiz" kelimesinden CHP'li cami cemaati yani hacı amcalar direk üzerlerine alınıyorlar " hoca bu sözü chp'ye söyledi" diye müftülüğe şikayette bulunuyorlardı. Hocalarda bu kelimeyi kullanmayı pek severler. En son köyde imamlık yapan Kurugöllü Hasan hoca hutbede "kafirlerin peşine gitmeyelim" sözü üzerine cami cemaatı hocayı mahkemeye şikayette bulundular. Şikayetin sebebi "hoca hutbede chp'ye dinsiz dedi" diye. Halbuki hocanın kurduğu cümlede CHP yok ama o kelimeyi kullanması yetiyordu. Hasan hoca bu şikayet üzerine köyden sürgün edildi. Mahkemenin uzun süre devam ettiğini hatırlıyorum ama sonuçta ne ceza aldı onu bilmiyorum. Hasan hoca bu dönemi bayağı bir sıkıntılı geçirdiğini biliyorum. O gün "dinsiz" kelimesini sorun yapan cami cemaatının bu gün köyde yaşayan torunları da "hırsız" kelimesinden aynı şekilde etkilenmektedirler. Yani alınganlık göstermektedirler. Bana göre bu durum eğitim, kültür sorunu olduğu için kişiler değişse de algılar değişmiyor. Halbuki siyaset ülkeyi yönetme sanatıdır. Kişilere göre değil ülkenin huzur, saadet,hak, hukuk, adalet ve güçlü ekonomik verilere göre siyaset algılanmalıdır. Ülkeyi yöneten kişiler bu hal üzere olduğu müddetçe sevgi ve saygı duyulur. Tekrar seçilme şansı yüksek olur. Toplumun siyasi ölçüsü bence bu olması gerekir diye düşünüyorum.
İşte böyle bir ortamın yaşandığı köye "Demokrat, entelektüel ve açıktan Erbakancı olmayan bir hoca müftülük tarafından bulunarak Kuyulu Tatlara gönderilmişti. Mevlüt hoca siyasi anlamda etliye sütlüye karışmadığı gibi CHP'li cemaatı memnun ederken, Erbakancı'ları (bizleri) pek muhatap almıyordu. Köyde görev yağtığı dönemde beni ve diğer imam arkadaşları "Mihraba ve Cuma hutbelerine" musaade etmemiştir. İzin bile kullanmazdı. Hoca köyden gittikten sonra Köyde üç sefer hutbeye çıktım. İkisi yukarı cami'de biri de yeni cami de. Mevlüt hoca vaazlarının tamamını "ilmihal" kitaplarından, abdesti bozan şeyler, orucu bozan şeyler gibi konuları Alirıza Demircan hoca gibi biraz derinlemesine inerek anlatırdı. Hiç bir şey, hiç bir yer insanoğlu için sonsuz değildir. Yanılmıyorsam son zamanlarını sıkıntılı geçirdiğini duymuştum.
Ben de on iki (12) yıla yakın imamlık yaptım. Yapım gereği doğru bildiğim her şeyi açıktan söylemekten hiç çekinmedim. Bunun bana getirdiği sıkıntılara da göğüs gerdim. Hiç şikayetçi olmadım. hiç kuşkusuz bunaldığım zamanlar oldu. Geçen zaman içinde Bunun mükafatını yaşadığım ortama bakarak az çok Rabbimin verdiği nimetlerden farkediyorum. Anılarımı yazarken kimseyi incitmek, aşağılamak veya suçlamak gibi bir tavır içinde değilim. Ben geçmişteki yanlışlardan bir türlü ders alamamanın ve aynı yanlışlar içinde bocalayan bir toplumun ferdi olarak yeni nesillere düşünme ortamı oluşturabilirmiyim düşüncesi taşımaktayım. Her şeyin en doğrusunu Allah bilir.
Hak mutlaka tecelli eder. Ama başında ama sonunda.
İlhan Poyraz
29.11.2015
Pendik.
kuyder.com
- KUYDER EĞİTİM BURSUNA DEVAM EDİYOR 2023 - 2024
- KUYDER EĞİTİM BURSUNA DEVAM EDİYOR 2022 - 2023
- KUYDER EĞİTİM BURSUNA DEVAM EDİYOR 2021 - 2022
- KUYDER EĞİTİM BURSUNA DEVAM EDİYOR - 2020-2021
- KUYDER EĞİTİM BURSUNA DEVAM EDİYOR
- KUYDER 25.ŞEPE ŞÖLENİMİZ SULTANGAZİ'DE DÜZENLENDİ
- KUYDER İYİLİK YAYMAYA DEVAM EDİYOR
- HAYRİ GÖKTAŞ YENİDEN KUYDER BAŞKANI SEÇİLMİŞTİR
- Yeni Eğitim ve Öğretim Yılı Burs Başvuruları
- 23.KUYDER ŞEPE ŞÖLENİMİZ PENDİK'TE DÜZENLENDİ
- DR. ZEYNEP YILMAZ'A BAŞARILAR DİLERİZ
- ŞAMPİYON KULE SPOR
- VEFAT : HAYRİYE ALTAŞ VEFAT ETMİŞTİR
- VEFAT :YUSUF ÜNLÜ VEFAT ETMİŞTİR
- KUYDER FUTBOL TURNUVASI 3.HAFTA SONUÇLAR VE PUAN DURUMU
- GELİN & DAMAT DÜĞÜNDEN SONRA KUYDER FUTBOL TURNUVASI'NA
- KUYDER FUTBOL TURNUVASI 2.HAFTA SONUÇLAR VE PUAN DURUMU
- KUYDER FUTBOL TURNUVASI 1.HAFTA SONUÇLAR VE PUAN DURUMU
- VEFAT : HÜLYA KARASU VEFAT ETMİŞTİR
- VEFAT :MÜNEVVER GÜNEY VEFAT ETMİŞTİR