BEKARLIĞA SON ÖĞRENCİLİĞE DEVAM...İLHAN POYRAZ YAZDI
20-10-2014 23:30:55
BEKARLIĞA SON ÖĞRENCİLİĞE DEVAM
Anadolu'da bir deyim vardır; "Yüze yüze kuyruğuna gelmek." Bu deyimi Anadolu insanı, tarlada ekin işlerken, bağda çapa yaparken ve zorlandığı bir işi başarılı bir şekilde bitirmek üzere iken yılgınlığa kapıldığını hissettiği an kullanır. Bütün zorluklara rağmen bana, maddi ve manevi desteklerini esirgemeyen rahmetli babam, annem ve okul müdürümüz İlhami Nalçacıoğlu'nun yardım ve destekleriyle yüze yüze kuyruğa gelmiştim. Sabretmem gereken son bir yıl, dişimi tırnağıma takıp bu işi bitirmem gerekecekti. bekarlığa son öğrenciliğe sabırla devam edecektim.
Bu sene son sınıfı okuyacaktım. Yaz tatilini köyde çalışarak geçirdim. Köy yerinde düğünler harman kalktıktan sonra, sap - saman içeri çekildikten sonra başlar. Kızlar, bir kış boyu yiyip - içtiklerini anne ve babalarına geri ödemeden gelin etmezlerdi. Baba ve anneler der ki; "Ne yani kışın besleyelim de yaz gelince başkasının kapısında mı çalışsın?" O zamanki kızların ağızlarında dilleri yoktu. Hep susarlardı. Baba ve anneye karşı saygı ve hürmet onları sağır ve dilsiz (lal) yapardı. Bu dilsizlik evlendikten sonrada katmerli olarak devam ederdi. Evde "kocası" ve "görümceleri" dışında herkese ses saklarlardı. Başörtüsü ile ağzı sürekli kapalı olurdu. Gelin, sabah erkenden kalkar, kapı önü çalar (süpürür), sonra da eline ibriği alır, aile bireylerinin büyük küçük herkesin eline su dökerek yüz yıkamalarına yardımcı olurdu. Bunu içten bir duygu ve saygı ölçüsünde yapardı. Bu hizmetler için zaten bir zorlama da olmazdı ama gelenek ve görenekte "Kominist" bir sistem hakimdi. Ne zaman ki "Demokrasiye" geçtik; Önce yemeni ile kapalı olan ağızlarını açtılar, sonra da susan dillerini konuşturdular. Bu ülkeye artık demokrasi gelmişti, erkek kadın eşit olacaktı ama kadın bir adım öne geçti. Artık bu Pirinç'in taşını kimse ayıtlayamıyordu (içinden çıkamıyordu). İslam dininin güzelim özellikleri ise geleneklerin içinde yalama olmuş motorun dişlileleri gibi çalışırken sürekli malı bozuk çıkarıyordu.
Bizim için yaz tatili çok eğlenceli geçiyordu. Gündüzleri inşaat işlerinde, bağ ve bahçe işlerinde çalışıyoruz. Akşamları da köyün içinde dolaşıyoruz. Yorgunluk diye bir şey hissetmiyoruz. İçimizde Nurettin Karasu gibi sanat müziğini seslendiren arkadaşlarımız olduğu gibi eline bir Darbuka geçirmiş "at yirmi beş kuruş sana da çalayım" diyen Hayri Çetinkaya, Rahmetli Çatlıoğlanın duvarının dibindeki ağaca oturup yine rahmetli Fuat abinin kahveden gelen çayları içip bardaklarını yola dizen, Tam bu esnada eşşeğin üstünde rahmetli "Dıllık" emmi (Recep Karakaya'nın dedesi) - uyur gezer olması ile tanınır - bardakların arasından geçerken bizlere korkulu anlar yaşatan Muharrem Çiftçibaşı, Hazır cevap vermesi ile bizi güldüren Süleyman Bilgin ve isimleri ve farklı özellikleri olan bir arkadaş topluluğu vardı. Anlattığım bu dönemlerde insanlar arasındaki sınıf ayırımı bu günkü kadar belirgin değildi.
Okulların açılmasına bir hafta kala düğün merasimim başladı. Fikret (abi) Çetinkaya Sağdıcım oldu. Gelenekler çerçevesinde bir düğün yaptık. Düğün öncesinde başlık parası adı altında kız evinin ihtiyaçlarını karşılamak için alınan bir para vardı. Aslında buna başlık parası denilemez ama toplumumuzda bu isimle isimlendiriyordu. Alınan para tamamen gelinin çeyizine harcanıyordu. Halbuki başlık parası hiç karşılıksız kızın babasına verilen paraya denir. O günün şartlarında başlık parası elli bin ile yüz bin lira arası değişiyordu. Bu gün bu paranın karşılığı yirmi aylık asgari ücret karşılığı . Bu para verilmezse kız evinden bazı eşyalar eksik olacak demektir. Gelin arabası Kürt Hasan emmimin fort kamyonuydu. Gelinin evden çıkışında damdan şeker atarlar çocuklar kapışır. Gelin çıkarken damat orda yoktur. Baba ocağında damadın o çevrede bulunma yasağı devam ediyor. Gelin hanım damadın en yakını bir kadınla kamyonun şöförmailine yani ön koltuğa oturtulur, Kamyonun kasası damadın akrabası ve çocuklarla dolar. Mezarın çevresi mutlaka dolanılır ve orada hoca efendi bir dua eder ve gelin evin önüne inerken damat koluna girer kalacakları odanın kapısına kadar götürür. Burada da damdan şeker ve bozuk para atılır. Tam kapıdan gireceği zaman gelinin eline bal mumu gibi bir şey verilerek, gelin hanımın eli ile kapının üstüne yapıştırması sağlanır. ve yeni bir hayatın başlıyacağı evine girer. Kapının üstüne yapıştırılan tatlı cinsinden olan şey, tatlı geçinme temennisi ve dileğidir.
Düğün işleri bitti. Hemen arkasından okullar açıldı. Kendime ait eşyalarımı aldım. Nevşehir'in yolunu tuttum. Ahmet Kara ile birlikte kalırken herhangi bir maddi karşılık almadım. Sağ olsun Ahmet hoca da damatlık elbisemi aldı ve düğünüme katıldı. Eğitimin başında da Ahmet Hoca ile birlikteliğimiz sonlanmış oldu. Kısa bir süre sonra da kesinleşmiş altı ay hapis cezasını çekmek üzere Gülşehir cezaevine girdi.
Köyün son işi olan bağ bozma ve pekmez kaynatma işi de bitince, rahmetli emmimin arabaya, yakacak ve yiyecekleri köyden yükleyip, eşimle beraber Nevşehir'e taşınmış olduk. Öğrenci olduğum için resmi nikah yasaktı. Allah'ın emrine göre nikahımız kıyılmıştı.
Burslu okuduğum için aylık yedi yüz lira para alıyordum. Müdürümüz İlhami Bey'in ve köyden gelen yardımlarla idare ediyorduk. Allah hiç bir kulunu perişan etmiyor, sadece güzel bir sabır gerekiyor. Ama biz gereği gibi Allah'ı tanıyamıyorduk. Kendimizi gereksiz ve yersiz sıkıntılara sokuyorduk.
Yedinci sınıfta Şerefli Koçhisar'lı Ali Gökçen'le aynı sırayı paylaştık. Yanılmıyorsam bu yıl İmam hatiplere ilk kez kız öğrenci alındı. Son sınıfı da karnede zayıf olmadan bitirdim. İmam Hatip Lisesini bitirdiğimde, fikir olarak, kuru bir Şeriatçı, iyi bir Erbakan'cı olarak mezun oldum. Zannediyordum ki, biz iktidar olunca Peygamberin ahlakı yürürlüğe girecek düşünce ve inancı hakimdi. Heyhaat ki heyhat, iktidar, koltuk ve para dini söylemin içinde fırsat bekliyormuş. Burslu okuduğum için okul biter bitmez imamlık için kura çekip görev yerlerimizin belirlenmesi için Ankara'ya gittik. Diyanet İşleri başkanlığının büyük salonu, bütün illerden gelen burslu ve parasız yatılıda okuyan öğrencilerle dolmuştu. Kapıda isim listesinde en son sırada ben vardım. İlk etapta tuhaf karşıladım ama sonu güzel oldu. Heyet hem imtihan ediyor arkasından da kura çektiriyor. Bana sıra geldiğinden çok yoruldukları hallerinden belli olan heyet, iki ayet okuttular, "sen kura çekme, seni Nevşehir'e valilik emrine yazıyoruz" dediler. Bu jest üzerine sevinerek köye döndüm.
1982 Haziran ayının ortalarında kızım dünyaya geldi. Ağustos (1982)'de Nevşehir valiliğine göreve başlama yazım gelmiş. Nevşehir Müftülüğüne uğradım, benimle beraber Bekir Ata ve Siyami Bahar'ın tayinleri de Kozaklı İlçesine Çıkmış. (ikisi de sınıf arkadaşım). Müftü İsmail Kırımlı beni çok severdi. İki yıl Kozaklı da kal. Oraların size ihtiyacı var dedi. Beni Büyük yağlı köyüne, Bekir'i Karayanalak köyüne, Siyami'de Merdanali köyüne yazmışlar. Nevşehir Sanayide Çalışan Kozaklı'lı bir arkadaş Yağlı köyüne göre Karayanalak köyü daha iyi dedi. Ben de Müftü beye söyledim, Müftü bey hemen Bekir'le yerimizi değiştirdi. Bekir Hocanın bu konudan hala haberinin olduğunu zannetmiyorum. Bundan sonra ki yazılarımda imamlık yıllarımı anlatacağım inşallah.
İlhan POYRAZ
19.10.2014
Pendik
kuyder.com
- KUYDER EĞİTİM BURSUNA DEVAM EDİYOR 2023 - 2024
- KUYDER EĞİTİM BURSUNA DEVAM EDİYOR 2022 - 2023
- KUYDER EĞİTİM BURSUNA DEVAM EDİYOR 2021 - 2022
- KUYDER EĞİTİM BURSUNA DEVAM EDİYOR - 2020-2021
- KUYDER EĞİTİM BURSUNA DEVAM EDİYOR
- KUYDER 25.ŞEPE ŞÖLENİMİZ SULTANGAZİ'DE DÜZENLENDİ
- KUYDER İYİLİK YAYMAYA DEVAM EDİYOR
- HAYRİ GÖKTAŞ YENİDEN KUYDER BAŞKANI SEÇİLMİŞTİR
- Yeni Eğitim ve Öğretim Yılı Burs Başvuruları
- 23.KUYDER ŞEPE ŞÖLENİMİZ PENDİK'TE DÜZENLENDİ
- DR. ZEYNEP YILMAZ'A BAŞARILAR DİLERİZ
- ŞAMPİYON KULE SPOR
- VEFAT : HAYRİYE ALTAŞ VEFAT ETMİŞTİR
- VEFAT :YUSUF ÜNLÜ VEFAT ETMİŞTİR
- KUYDER FUTBOL TURNUVASI 3.HAFTA SONUÇLAR VE PUAN DURUMU
- GELİN & DAMAT DÜĞÜNDEN SONRA KUYDER FUTBOL TURNUVASI'NA
- KUYDER FUTBOL TURNUVASI 2.HAFTA SONUÇLAR VE PUAN DURUMU
- KUYDER FUTBOL TURNUVASI 1.HAFTA SONUÇLAR VE PUAN DURUMU
- VEFAT : HÜLYA KARASU VEFAT ETMİŞTİR
- VEFAT :MÜNEVVER GÜNEY VEFAT ETMİŞTİR