Kuyder

Öğrencilikte son İki Yılım-1

06-09-2014   23:38:34

ÖĞRENCİLİKTE SON İKİ YILIM

          Okulların açılmasına çok az bir sure kala on iki eylül ihtilali oldu. Anarşi bir anda son buldu. İhtilali yapan Kenan Paşa bile bu şaşkınlığını çevresine "nasıl oldu da bir günde hemen bu anarşi bitti" demiştir. Anarşik olayların bitmesi hepimizi sevindirdi ama bundan sonra ne olacak, bize bir zararı dokunacak mı? gibi duygu ve düşünceler içinde okulun açılmasını bekledik. Siyasi görüşlerimizi içimize hapsettik.

         Yaz tatilini köyde çalışarak geçirdik. Biraz haçlık (para) biriktirdik. Eşyalarımı toplayıp Nevşehir'e okul hazırlıklarına başladım. Ben valizimi aldım. Geride kalan, yiyecek, içecek ve kışlık yakacakları Kürt Hasan emmimin (amcamın) arabası (Ford kamyon) Nevşehir'e gelirken getirecekti. Bu arada nişanlı olduğumu da hatırlatayım. Ben Nevşehir'e geldikten sonra Emmimin arabaya lazım olan eşyalarım yüklenmiş, hareket edeceği sırada Emmim de gelmiş; "Yav bu çocuk okumaz, yarın çıkar gelir" der. Babamın da arayıp bulamadığı bir fırsat, hemen; "indirin geri yükleri" der. Annem ağlamaya başlar ve; "hele gelsin bakalım, o zaman eşyaları oradan getiririz. Şimdilik okumaya devam ediyor" der. Böylece öte berileri (arabada bulunan eşyaların tamamı) indirmekten vaz geçmişler ve eşyalar sağ salim Nevşehir'e geldi.

         Okullar açıldığında, İstanbul İmam Hatip Lisesinde okuyan hem köylüm hem de arkadaşlarım olan, Şahin Bozbel, Recep Arpacı ve Ercan Karataş'da Nevşehir İmam H. Lisesin de okumak için Nevşehir'e geldiler. Bu arkadaşların gelişi beni sevindirdi. Ayrıca Kayseri'den gelen üç kişi daha hem eve yakın yerden ev tuttular hem de okulda iyi bir arkadaşlık ortamı oluştu. Çerkez kökenli olan bu arkadaşlardan yemek ve oyunları hakkında bir çok yararlı bilgi edindim. İçlerinden biri de benim gibi Nişanlılı idi. Birinin babası da Köy muhtarı idi. O zamanlar Muhtarlık hatırı sayılır bir iş olduğu için, Muhtar oğlu olarak gözümde büyütmüştüm.

        Altıncı sınıfa üç eksik arkadaşla başladık. Türkay Gürlek, Baki Öncel ve Ali Aydemir Yahyalı kırsalındaki kamptan dolayı askeri Mamak hapishanesinde tutuklu olarak kalıyorlardı. İlave olarak Kayseri'den gelen arkadaşlardan Fethullah bizim sınıfta. Ben de Kemal Semiz'le orta sıradan, sondan üçüncü sıraya oturduk. Altıncı sınıf silahların gölgesinde başlamış oldu. Okula sık sık askerlerin girip çıktığını görüyoruz ve doğrusu korkuyoruz da. Çünkü es gaza bir şikayet üzerine ya da benzetme veya şüphe üzerine karakola çağırırlarsa işin bitmiş demektir. Bir yıl sonra ancak sevdiklerine kavuşabilirsin.

         İstanbul'dan gelen Recep Arpacı'ya ev bulmamız gerekiyordu. Benim okul yolum üzerinde, bizim eve yakın boş bir ev gözüme çarptı. Recep'le eve bakmaya gittik. İki katlı bir bina. Üst katı boş. Alt katın ziline bastık bir kız çıktı. Kız karşısında bizi görünce çok tuhaflaştı, heyecanlandı, iç dünyasında geçirdiği eylem dışına yansımıştı. O an için evde tek olduğunu ve bizi karşısında görünce korktuğunu düşündüm. Hemen içeriye koştu ve ikinci katın anahtarını bize verdi. Recep'le eve bakarken kız da yukarı geldi. Kızın üzerindeki tuhaflık ve heyecan devam ediyordu. O günkü şartlarda öğrenci için fiatta ağır kaçacağını düşünerek anahtarı verdik, oradan ayrıldık. 

         Recep dedi ki; "Bu kız sana aşık oldu galiba" dedi. Recep yemin billah etti. "Bu kız sana aşık oldu" deyişini tekrarladı. Recep'e başka bir yerden ev bulduk. Ercan'la birlikte kalacaklardı ama Ercan okulu en başta bıraktı. Sabah evden çıkarken gözüm kapı önü süpüren kıza takıldı. Allah, Allah, bu o kız idi ve o zamanları genç kızların erken saatte kapı önü süpürmeleri yoldan geçecek birini görme arzusu ile yapılırdı. Köyde ablalarımızdan, komşularımızın kızlarından, kendi aralarında konuşurken duyardık. Bizi çocuk anlamaz sanırlardı. Hatta kocası gurbetten gelecek kadın da erken kalkar bu günkü tabir ile çevre temizliği yapar. Bu temizlik diğer zamanlarda yapılan temizlikten farklı olduğunu arif olan anlardı. Yeni basma dimisini (şalvarını) giymiştir, çok kıvrak hareket eder ve kendi duyacağı kadar türkü mırıldanır. Yani çok neşeli olurlar. Çünkü bir sevgiliyi görmek ya da sevgiliye kavuşmak insan için en mutlu andır. Okul yolumun üzeri olması hasebiyle  kızın her sabah kapı önü süpürmeye çıktığını görünce Recep'in görüşünün doğru olduğunu anladım ve okul yolumu değiştirdim. Hem nişanlılıyım hem de karekter yapıma uymayan bu durumu, ondan öncede kimseye yanlış yapmadığım gibi o kıza da sahte ümit ve  sahte sevgi sunamazdım. Vicdanım buna izin vermezdi.

 

           Bu olayın bir benzeri de İstanbul'da başıma geldi. İstanbul'da  iki ablam değişik semtlerde oturuyorlardı. Hafta sonları Çamaşırlarımı yıkatmak için evlerine geliyordum. Ablamın komşusu olan ailenin kızı benim on beş günde bir geldiğimi bildiği için o günü dört gözle beklermiş. Kendisi söyleyene kadar benim haberim olmadı. Pencereden yola baktığını zaman zaman görüyordum ama kapalı bir aile oldukları için sokağa çıkmayıp camdan baktıklarını düşünmüştüm. Kendi yaşamım da zaten bir kıza aşıktım. Onun sevgisi dünyamı sarmış hayallerime hakim olmuştu. Onun da beni sevdiğini biliyorum. 

         Karşılıklı birbirimizi seviyoruz ama ne konuşma ne görüşme var. Tam beş yıl sürdü. Nişandan sonra gizli de olsa görüşmeye konuşmaya başladık. İşte o zaman beni mecnun eden aşk bitti. Artık evlilik kurup bir aile olacağımız sevgiye dönüştü. Anladım ki, kavuşulamayan, dokunulamayan sevgiler gerçek aşk olarak insanı yakıyor, kavuruyor, deli divane ediyor. 2003'te ölen rahmetlik eşimden bahsediyorum.

           Eğer ölüm bizi kavuşamadan ayırsaydı bugün hala ondan bahsedecektim. Matemim (yas tutmam) belki ben ölünceye kadar devam edecekti. Her siyah elbiseli erkeği, her kara çarşaflı kadını görünce benim matemimi tutuyor sanacaktım. Bahar hiç gelmesin isteyecektim. Çünkü biliyorum ki güller siyah açmayacak, çayır çemen topraktan siyah büyümeyecek. Yeşillik aşıkların matemine uygun değildir. Ben aşkı böyle tanımlıyorum. Ben yanlış yapabilir miyim?

 

 

(not: yazıyı kısa tutmak için gelecek yazıda devam edeceğim.)

İlhan POYRAZ

06.09.2014

Pendik


kuyder.com

Yandex.Metrica