Kuyder

Mucize Bebekler

02-02-2012     21:48:35

MUCİZE BEBEKLER.

1

Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde, cinler cirit oynarken eski hamam içinde, it pisliğinin, eşşek tezzeğinin,bağ çubuğunun ilaç olarak kullanıldığı dönemlerde köyün birinde  mucize bebekler yaşamış. 
        Köy büyükmüş ama ne akarsuyu varmış nede içme suyu. Sonra Suvermez köyünden su almışlar, onlarda canları istemediği zaman suyu vermezlermiş. Zaten köyün adı suvermez köyü, yinede sağolsunlar kırmamışlar uzun bir süre köye su vermişler.
        İşte böyle bir köyde,yılın son ayı olan aralık'ta,üç tane bebek aynı gün doğmuşlar. O zaman hastane ve doktor yada insan kıymeti pek bilinmediğinden herkez evinde doğum yaparmış. Tek başlarına değil tabii. Köyde doğum yaptıracak tecrübeli ebeler var. Bu ebelerin iğne ilaç gibi tıbbi cihazları yok sadece tecrubeleri var. Aynı gün doğan bu üç bebeğinde ebesi Hüsne nene diye bilinen, köyün bu konuda tecrübeli bir ebesi.
         Sadece doğum yaptırmakla kalmaz, doğum yapan kadına al basmasın diye alnına kırmızı bez bağlar,bebeğin göbeğini keser,bebeğin toprağının sıcaklığını ayarlar ve başka bir doğum yoksa evine gider.Bunların karşılığında herhangi bir ücret almazlar.
         Kış mevsiminde doğan bebeler şanslıdır çünkü  yaz günü ekin tarlasında yada bostan çapasında doğum sancısı giren ve tarlada toprakta doğum yapanda olurmuş.Tarlada doğan bebeklerin göbekleri orada kesilir tarla bereketli olur diye oraya gömerlermiş.Gel zaman git zaman derken göbeği tarlaya gömülenler iyi çiftci olmuşlar.Damın üstüne atılıpta çocukların gömdüğü bebekler ise gurbetci olmuşlar.İşte bu üç bebede göbek bağı kesilip dama atılanlardan ve hayatları gurbet ellerde geçenlerdenmiş.
         Kış günü doğan bu üç bebekten ortancalısı,ilk altı ay çok sağlıklı bir bebekmiş.Altı aydan sonra,nazar değmiş,kırkbasmış,gözü çapaklanmış ve hiç durmadan ağlamaya başlamış. Ebeyi çağımışlar,komşular gelmiş birde imama haber salmışlar bir şeyler okusun üfürsün yada muska yazsın diye.Gerçi bebeğin yastığının altında,beşiğinde ve sağında solunda muska dolu ama yazarsa bir daha alınır, muskalar azda olsa ücrete tabi.her kafadan bir sesçıkıyor.bebeğe uygulanan ipe sapa gelmez el yapımı,hayvanlardan sadır olan ilaçlar uygulamaya başlıyorlar.
        Bebeğin kurbağası garmış diyenler kafasına it (köpek) pisliği sardırıyorlar.Soğulcan olur diyenler eşşek tezzeğinden tütsü yaptırıyorlar.Göz çapagı için Kayırlı köyüne çubuk kestirmeye götürüyorlar.Doğala,Kurugöl derken bir türlü bebek iyi olmuyor.Artık ümidi kesmek üzere iken birde Niğde'nin Gölcük kasabasında değirmen suyuna üç sefer bebeği sokup çıkarırsan bebek kurtuluyormuş demişler anne -baba yaya yalbırdak düşmüşler yola bebek sırtlarında Gölcük'e varmışlar.Değirmenci bebeği eline alıp üç sefer sudan geçirince galiba öldü demişler,peşpeşe suya sokunca nefes alamamış.Sırtına almışlar köyün yolunu tutmuşlar.Tesadüf buya bebek iyi olmuş.Gölcük'teki değirmenin suyu bebeğin yaşamı boyunca hep hatırlatılmış.Orası olmasaymış bebek ölecekmiş.Bütün bu olaylar esnasında doktor yada hastane akla gelmemiş.Öbür iki bebe nasıl büyüdüler bilinmiyor ama aynı pislikler onlarında başına gelmiştir.Üçüde büyümüş,hayata atılmış geride kalan günlerde bir anı olmuş.
 
                                                                                    İlhan POYRAZ
                                                                                     01-02-2012


kuyder.com

Yandex.Metrica