Kuyder

Acıları Destanlardan Öğrenirdik

09-01-2012    23:00:10
1
    
ACILARI DESTANLARDAN ÖĞRENDİK
 
 
  Çocukluk yıllarımızda bugünkü teknolojinin hiç birisi yoktu. Bazı evlerde nadirde olsa radyo bulunurdu. Ama kadınların ev işleri çok olması hasebiyle yada duvarın gölgesinde oturup sohbet etmeyi sevdikleri için,haberlere falan önem vermezlerdi. belki de kadınların dikkatini çekecek haber proğramı olmadığı için ilgi duymazlardı. O günlerin intikamını şimdi alıyorlar.Dizileri, evlendirme proğramlarını en çok kadınların izlediğini üzülerek öğrenmiş oluyoruz. Halbuki geleneklerimize, adet ve törelerimize hiç de uygun olmayan proğramlar izlendikce yenilerin çekilmesine sebeb oluyorlar, bu da Allah'ın öfkesini bu toplum üzerine çevrilmesine sebeb oluyor. Çünkü bu diziler vesilesi ile aileler parçalanıyor,çocukların ahlak yapısı  değişiyor yani ülkemizde bu diziler hayra vesile olmuyor. Aklı başında insanlarda bu yanlışa dur diyemiyorlar.Hem dünyada kaybediyoruz, hemde ahiretimizi kaybediyoruz. 
                Birgün merdivenlerde oturuyorduk.Her işşikte (merdivende) komşular oturmuş konuşuyorlardı.Kezban nenenin ordan bir adam gözüktü,başında fotor,koltuğunun altında büyük bir teyip (kaset çalar),bir elinde A3 büyüklüğünde saman kağıdına yazılmış destan,yanık sesli biri de kasette bu destanı okuyor.Hemen kadınların gözleri nemlendi,bazıları ağlamaya başladı.Destancı adam anlatmaya başladı. İki aşıkmışlar,birbirlerini çok sevmişler fakat zalim felek bunları ayırmış,kızın başka bir seveni tarafından öldürülmüşler.Adam hem anlatıyor hemde teyibin sesini dinletiyor.Bizim komşuların iki gözü iki çeşme oldu.Fakat destanı alacak para hiç birinde yok.Şimdiki para ile üç tl civarında bir para karşılığı idi.Bana dediler ki,kahveye git filan filan para versin getir dediler.Tabi bu arada bende çok duygulandım.Ağladım demek istemiyorum.Gittim paraları getirdim,yanılmıyorsam üç kişi aldı.Destancı parasını alır almaz teybinin sesini yükselterek köyün ortalık yerine doğru yol aldı.O zamanların kazanç kapılarından birisi imiş demek ki.
                 Destanı aldılar ama okuma bilmedikleri için,toplandıkları yerde destancının anlattıklarını anlatıp ağlıyorlar,benide çağırıp destanı okumamı istiyorlardı.Benim de sesim fena değildi.Teyipteki gibi okumaya çalışıyordum.Kadınlar,kızlar ağladıkca ben biraz daha özenerek okumaya çalışıyordum.Bu arada rahmetli Ümüş nene bayıldı.Rahmetli şakir amca (kamyon şekir) İstanbul'da meslek icabı hapse düşmüş,Ümüş nenenin kardeşi olması hasebiyle,destanın etkisiyle bayılgınlık geçirdi.
                 Ertesi gün duvarın dibi daha kalabalıklaşmış,destanın etkisi duyulmaya başlandıkca,kalabalık artıyor,bende sesimi biraz daha ağıt şekline sokuyorum,adeta dinleyenler kendinden geçiyor göz yaşı burun yaşı birbirine karışıyordu.Yine toplanmışlar beni çagırdılar,ben de destanı okumadan önce dedim ki,"İstanbul'da hapse atılan adam varya,onu asacaklarmış" dedim.Ortalık bir anda karıştı, Ümüş nene bayıldı,kadınlar ağlamaya başladı. Annem beni kovaladı.Hayatımda tasarlayarak söylediğim büyük yalanlardan biriydi.Çocuk olduğum için günah kısmına girmezdi ama söylememem gereken bir yalandı. 
                   En son gördüğüm ve okuduğum destan,Doğala'lı Ramazan'ın destanıydı.Ramazan evli ve bir çocuk babası,askerden terhis olmuş, köy özlemiyle yola koyulmuş.Derinkuyu'ya geldiğinde, kar,tipi ve fırtına varmış. Köye araba sormuş olmadığını öğrenince yaya gitmeye karar vermiş.Derinkuyu'lular,bu havada köye gidilmez burda kal demişler ama hasret işte,duramayıp köyün yolunu tutmuş.Çakıllı köyünü geçince, yolunu kaybetmiş bizim köy istikametine dönmüş.Doğala köyü arazisinde olan,bizim de Hamit bağlarından bakınca,Çakıllı istikametinde görülen tepede bir taşın dibinde donarak ölmüştür.Allah rahmet etsin.Ramazan'ın destanını çok ağlamıştık. Sonra dir daha destancıya rastlamadım.
                    Destanın tarifini de son prağrafta yapayım.Destan: Toplumu derinden etkileyen Tarihi ve sosyal olayları anlatan uzun manzum hikayelere destan denir.Bizden daha önceki toplumlarda yani dedelerimiz döneminde meşhur destanların varlığını biliyoruz.Mesela,Ergenekon destanı,battal gazi destanı,Hasan ile hüseyin destanı gibi.
 
                                                                                         İlhan Poyraz
                                                                                         08.01.2012

 

Yandex.Metrica